BLOG

HAYATTA KALMAK MI, YOKSA HUZUR VE REFAH İÇİNDE YAŞAMAK MI?

Amazon kabilelerinden birisinde yaşayan yaşlı bir adam hayattaki her türlü ayrıntıyı bilmeye gerek duymayabilir. Ama hayatta kalmak konusunda sizden de, benden de daha duyarlıdır. Eğer böyle olmazsa, ertesi güne kalmadan ölebilir. Fakat bizim cevaplamamız gereken asıl soru şudur: “Gündemimizi oluşturan şey, sadece hayatta kalmak mı, yoksa huzur ve refah içinde yaşamak mı?” diyor Roger Fritz satırlarında.

Amazon kabilelerinde yaşamasak da pandemiydi, savaşlardı, çevremizden gelen hastalık, ölüm haberleriydi, yetişmeye çalıştığımız hayat koşullarıydı derken neredeyse sadece hayatta kalmak için yaşıyoruz. Bolca da içinde bulunduğumuz duruma, çevremize katlanıp, tahammül etmeye çalışarak. Mümkün olduğunca rahatlık bölgemizde kalarak ve risk almadan. Sınırları çizilmiş sorunlar içinde yaşamak bile risk almaktan daha konforlu ve katlanılabilir geliyor her birimize.

Her birimizin içinde geleceğe ilişkin ne çok umut var oysa. Bu dünyaya gerçekleştirilmeyi bekleyen içimizdeki olağanüstü yeteneklerle geldik. Herkes her şeyi denedi, yaptı diye düşünsek de doğumumuzdan itibaren içinde bulunduğumuz koşullarla şekillenen eşsiz benliğimizle yapabileceklerimizin de ne denli tek ve eşsiz olacağını göz ardı ediyoruz. Oysa umutlarımızın gerçekleşmesi için biraz riske girmemiz gerekiyor sadece. Gündemimizi hayatta kalma duygusundan cesaretli olmaya, adımlar atmaya çevirmemiz gerekiyor. Neye odaklanırsak içimizde onu büyütürüz ya. Hayatta kalmaya, katlanmaya çalışmaktan yapabileceklerimize odağımızı çevirmek yeterli aslında. Bunun için tek ihtiyacımız olan da biraz cesaret.

Evet, cesareti bir market rafından alamayız. Bir dostumuz, yakınımız da ne kadar uğraşsa bize veremez. Cesareti zor kararlar verirken kendi içimizde büyütebiliriz. Ve bir kez varlığının farkına varıp büyütmeye başladığımızda gerisi daha kolaydır.

  • Copyright 2023 - Tüm hakları saklıdır.